14 Aralık 2012 Cuma

Mühendis Oktay'ın Katili Kim?

21 sene önce yaşanmış bir olay için şimdiki Galatasaray jenerasyonunu suçlamak doğru değil. Aklı selim, o günleri yaşamış Beşiktaş taraftarı da Galatasaray'ı suçlayamıyor. Ya o ortamı hazırlayanlar sizce Mühendis'i nasıl yad ediyor? Arkasından ağlayıp Galatasaray taraftarına küfür ediyorlar mı acaba? Aslında şu cümle olayı özetliyor?
"Bir rivayete göre, Galatasaray maçından sonra, stadyumdan eve doğru yola çıktı Oktay, bir gündüz maçıydı, Şişli’ye yakın bir durakta otobüs bekliyordu. "Farkında bile değildi, çatışmak için iki takım taraftarlarının anlaştığının."
Bu olay hem Galatasaray hem de Beşiktaş taraftarı için utançtır. Ruhu şad, mekanı cennet olsun. 

-------------------------------------------------------------------------
1980 darbesiyle birlikte meydanlardaki topluluklar tribünlere yönlendirilmeye başlamıştı. Tribündeki adam neden bu kadar asi, bu kadar tutkulu derseniz, işte bunun cevabı nereden geldiğimizde yatar. Meydanlarda hakkını arayan, kardeşini, yoldaşını kollayan, yeri geldiğinde işkence gören, kurşun yiyen, ama yine de kavgasını bırakmayan bir toplumdan geliyoruz.  Oktay Akdemir de o gün bu duygularla can verdi belki de.

Sırf siyah-beyaz diye1961’de geldi dünyaya, büyümeye çalışırken tutuldu Beşiktaş sevdasına. Belki de babasının ağzından çok maç dinledi, o yüzden düştü bu sevdaya, kim bilir… Ayrı kalmak zordur sevgiliden ama ekmeğinin peşinden gitti İtalya’ya. Makine mühendisiydi Oktay, oralarda bırakmadı sevdasını. Boynuna ‘siyah-beyaz’ diye Juventus atkısını geçirdi, öldüğünde o vardı yine boynunda.

Bir rivayete göre, Galatasaray maçından sonra, staddan eve doğru yola çıktı Oktay, bir gündüz maçıydı, Şişli’ye yakın bir durakta otobüs bekliyordu. Farkında bile değildi, çatışmak için iki takım taraftarlarının anlaştığının. Sene 1991, boynundaki atkı siyah-beyaz diye 20-25 kişi tarafından saldırıya uğradı Oktay, oysaki o memleketin gülen yüzü, geleceği, mühendisi olacaktı.

30 yaşında can verdi, ailesi çıktı ekranlara, odasını, duvarındaki posterleri gösterdi bütün kanallar, bütün anaların canı yandı o gün, kendi oğullarının başlarına gelebilecekleri biliyorlardı artık. Belki çocuğu olacaktı, bize değil de ona emanet edecekti o atkıyı. Belki de çocuğuna maçları anlatacaktı, tıpkı babasının ona anlattığı gibi, kim bilir!

Ardından geriye anasının yaktığı ağıtlar kaldı. İnsandı Oktay, yitirilmemesi gereken…

Bir örnektif Mühendis OktaySevdasının kavgasına düştü Mühendis, haince katledildi, tekmelerini yediği benliklerini kaybetmiş insanlara atkısına sarılarak en güzel cevabı verdi.

O güne kadar birçok kişi hayatını kaybetti, ama o gün intikamın yerini mantık aldı. Mühendis Oktay’a yapılan saldırı, birçok kişinin korkusu olmuştu. Bunun bir karşılığı olacak mıydı? Hayır! Anlaşmalar yapılıp bu kan davası engellenmiş oldu. Bir dönemi bitiren Mühendis, o dönemle birlikte göçüp gitti.

Mühendis Oktay sevdasının peşindeydi, farkında değildi ama insanlığa birçok şey kazandırdı. O günden sonra herkes farkına varmaya başladı ölümün. Ama Oktay gitti, birkaç çapulcu onu atkısından ayırdı. Farkına varmak için ölüm mü gerekliydi?

Şimdi Beşiktaş tribünlerinde bir örnektir Oktay, Galatasaray tribünleri içinse bir utanç.

Biz Oktay’ımızı kaybettik ama Oktay’a atılan tekmeler insanlığını kaybetti. Futbol, düzene bir kurban daha verdi.

Kötülük, renklerin içinde değil insanların içindedir. Bana bunları, sevdanın kavga demek olduğunu öğrettiğin için; “atkın emanetindir” Oktay Akdemir.
http://www.tribundergi.com/haber/o-gun-hic-yasanmasaydi-51-yasinda-olacakti

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder